Londra’da 3 Gün Gezi Planı

map_london_b

1

2

3

4

5

Paskalya bayramından yararlanalım dedik ve 3 gün Londra kaçamağı yaptık 🙂 Bilmiyor olabilenler için paskalya, yani (yumurta bayramı) hristiyanların inancına göre, Hz.İsa’nın çarmıha gerildikten 3. günde dirildiğine dair inançları var. Ve geleneklerine göre birbirlerine çikolatadan yapılan paskalya tavşanı ve paskalya yumurtası hediye etmesidir. Paskalya günü için evlerde özel paskalya çörekleri yapılır, haşlanmış yumurtalar boyanır, mumlar yakılır, dualar okunur. 

Bizde cuma, cumartesi, pazar gününde Londra programı yapalım dedik ve çok da güzel oldu ve birçok yeride gördük. Londra’da Carnaby Wharf Tune Hotel de 2 gece rezervasyonumuzu yaptırdık. Çok da güzel bir oteldi ve fiyat olarak da uygundu. Oda biraz küçük ama temiz ve çok moderndi. Odanın küçük olması sorun değildi, çünkü hep dışarıda olucaktık zaten. Kesinlikle tavsiye ederim.

Yani bu yaptığımız programla Londra da birçok yeri gezebilirsiniz. Cuma sabahı saat 07:00 da evden çıktık. Cambridge Rail Way Station’den London Kings Cross Station’a 50 dk’lık yolculuk sonunda vardık. Ama Cambridge’den Kings Cross Station’a bazı trenler değişiklik gösterebiliyor. 1 saat 25 dk da giden de var, 48 dk da giden var. Yani durduğu duraklara bağlı kısacası.

1.gün London Kings Cross Station’dan underground yani (metrodan) Oxford Street’de Oxford Circus durağında indik. Programımızda olan, simit sarayına doğru yürüdük. Evet simit sarayı Londra’da da açtı 🙂 Kahvaltımızı yaptıktan sonra Oxford Street’te biraz yürüdük, yol üstünde Brown Hart Gardens’ı ve Marble Arch’ı gördük. Ordan şu meşhur 2 katlı otobüse binip tabi üst kata çıktık 🙂 Bu arada London bus lar da var, yani turist otobüsleri üstü açık falan her yeri gezdiriyor, ama kişi başı 30£. Ama bize verdikleri bilgiye göre 2 gün boyunca sınırsız indi bindi (hop on hop off) yapabiliyorsunuz. Bu da fazla geldi bize ve en güzeli yürürüz daha iyi dedik 🙂 Oxford Circus’ta indik. Regent Street’e doğru yürüdük, birkaç mağazaya girdik, meşhur çocuk oyuncak mağazası Hamleys’e girdik, (insanın burda çocukluğa geri dönesi geliyor) 🙂 Apple store’da gezdik, bu mağaza Apple’in en büyük mağazası ve Soho’ya yürüdük. Soho Londra’da Oxford sokağı ile Piccadilly Cİrcus arasında bir semt. Özellikle Çin, Fransız, İtalyan ve Yunan lokantalarının bulunduğu eski bir göçmen yerleşim alanıdır. Londra’nın eğlence merkezidir. Çok sayıda eşcinsel barları ve gece kulübleri vardır. Soho’daki Carnaby Street ve ardından Berwick Streetten British müzesine doğru yürüdük, yol üstünde Dominion Theatre’ı gördük. Ve İngilizlerin kaba tabiriyle yağmaladıkları müzesine geldik 🙂 British müzesi, gerçekten çok büyük ve dünyanın her yerinden getirdikleri seçkin yapıtlar vardır. Dünyanın en eski müzesi. Burdan da Piccadilly Circus’a doğru yürüyerek Covent Garden Market’e gittik. Çok güzel bir yer. Çeşit çeşit tişörtler, takılar gibi gibi gösteriler, sokak lezzetleri, çok hareketli ve çok canlı. Burdan da, Londan Eye gitmek için, Leicester Square doğru yürüdük ve Waterloo Station’a vardık. Yürüyerek yol üstünde  IMAX’ı gördük.  Ve London Eye vardık. Jubilee Gardens parkından geçerken güzel London Eye ve Big bang resimleri çekebilirsiniz. Biraz Thames nehri kenarında yürüdükten sonra ve nehirin kenarı da oldukça hareketli ve birçok cafeler, restoranlar var. Ve sonrasında London Eye bindik. Kişi başı 21 poundu sanırım ama online alırsanız 19.35 pound. Avrupa’nın en yüksek dönme dolabı. Ve cidden gece manzarası başka güzeldi. Çok güzel keyif aldık. Ve Canary Wharf’a otelimizin bulunduğu yere geri dönerek ilk günü bitirmiş olduk.

2.gün London bridge underground’la Southwark’a geldik. Ve şu meşhur Avrupa’nın en yüksek binası olan The Shard’ın dibinden geçtik ve cidden çok harika, bakmaktan boynum acıdı 🙂 Burda daha önce de Soho’daki şubesinde kapısında kuyruk gördüğümüz ve güldüğümüz Southwark şubesindeki The Breakfast Club’a geldik. İnanın çok harika bir yer. Hem çalışanlar hem lezzetleri 10 numara gerçekten çok memnun kaldık. Burdan da The Breakfast Club’un hemen karşısındaki Borough market’e girdik. Çok aşırı kalabalık ve genelde şarküteri yiyecekler ve sokak lezzetleri var. Burda da güzel vakit geçirdikten sonra yürüyerek Tower Bridge gitmek için yola çıktık. Çok güzel bir manzara eşliğinde görkemli ve tüm ihtişamıyla Tower Bridge gördük 🙂 Gerçekten İngiltere’nin kraliyet simgesini taşıyan bir yapı. Karşısında eğik bina City Hall Belediye binası çok tatlı 🙂 Onunda karşısında Tower Of London (Londra kulesi). Ve iş merkezleri, kulelerin manzaralarıda hoş gerçekten. Güzel resimler çekebilirsiniz. Burdan da DLR Station dan Greenwich’e gittik. Evet şu meşhur başlangıç meridyeninin geçtiği yer. Bunun nedeni meridyenleri İngilizlerin bulmasıdır. Burası ayrıca çok da güzel bir kasaba. Greenwich’in olduğu yerden Londra manzarası harikaydı. Evet  burdan da Tower Bridge’nin gecesini görelim diye tekrar geri döndük buraya. Gecesi de ayrı bir güzeldi. Burdan London bridge metrosuyla Leicester Square gittik ve akşam saatlerinde çok eğlenceli ve baya hareketliydi. Caddelerde çeşitli gösteriler eğlenceler yapılıyordu çok eğlendik ve burdan da artık bir pub’a gitmemek olmazdı. Leicester Square’de publardan birine girdik. Burda İngilizlerin çok sevdiği yerler publar 🙂 Artık 2. günü de böyle bitirip otelimizin yolunu tuttuk.

3. günde şu ünlü Buckingham Palace’daki törene yetişelim dedik. Sabah saat 11:30 da başlıyor ve 12:00 de bitiyor. Bunun için Greenpark’a gittik.  Törenin çok da bir olayı yok, bi kere çok kalabalık ve askerlerin ne yaptıkları belli değil. Hep sarayın önünde oluyor herşey ve biz insanlardan, sarayın demir parmaklıklarından pek bişey göremedik. Saint James parkını yürüdük, park çok güzel ve huzurluydu. Burdan Downing Streeti ziyaret ettik, resimler çektik. Ve yine yol üstünde Horse Guard denilen atlı askerlerin nöbet tuttuğu bir bina var. Burda askerlerle resim çektirebilirsiniz. Westminster underground station dan Baker Streeti yürüyerek Madam Tussaud’un önünden geçtik. Kapı önünde acayip bir kuyruk vardı, inanılmazdı 🙂 Regent parka gittik ve oturduk. Sonra yürümeye devam ederek Camden Markete gittik. O kadar değişik bir yer ki muhakkak görülmeli. Dünya da sanki bütün ilginç insanlar burada toplanmış. Ayrıca Amy Winehouse’un da evi varmış zamanında burda ve Camden’i çok severmiş. Burada herçeşit herşeyden bulabilirsiniz. Piercing den tattooculara, takılara, motorcu kıyafetlerinden motorcu botlarına herşey bulabilirsiniz ve aykırı daha birçok şey. O kadar sevdim ki çok farklı biryer. Pazarı çok çok büyük ve aklınıza gelebilecek herşey var. Ve sokak burdaki sokak lezzetlerini tatmadan asla olmazdı. Camden Markette birçok ülkenin standlarda yemekleri vardı. Biz bayadır Türk yemekleri yiyemediğimizden tercihimizi Türk tavuk şiş, pilavdan yaptık. Ama pek Türk yemekleri yoktu. Sadece 2 tane Türkiye’de bile görmediğim kıymalı wraplardan vardı ve ona Turkish food demişlerdi, ki hayatımda ilk kez gördüm 🙂 Ne saçma ne güzel yemeklerimiz var yapsanıza ya! Evet burda baya vakit geçirdik ve başka yere gitmek istemedik artık ve eve doğru yola çıktık.

Bu yazıya ön yazı diyebiliriz, ayrıntılı bir şekilde her yerin devamı gelicek 🙂 Umarım az çok kafanızda birşey oluşmuştur ama unutmayın yine de elimizde bir harita ya da şimdi hemen hemen çoğu kişinin bir akıllı telefonu olduğuna göre, telefonda ki navigasyonla her yeri gezmek  daha kolay kullanın derim ben 🙂 yazıların devamında görüşmek üzere…

Yazar: MaydanozBlogger

Keyfiyazılarım sitesi, birçok konuya değinen ama (bildiği konuları yazan ve bilmediği şeyler hakkında biliyomuş gibi davranmayan) İçeriğinde; Film-dizi, sosyal konular, gezi, sağlık, kullandığım ürünler, teknoloji, güzellik-makyaj, kadınca, yemek tarifleri gibi konuları barındıran site Ekim 2014 ‘de kurulmuştur. Ve bu süreç gittiğimiz yerlerin resimlerini çekmekle başladı. Çok klasik oldu değil mi🙂 Zaten fotograf çekmeye de farklı yerler görüp gezip seyahat etmeye çok ilgim vardı. Ayrıca farklı konularda ki düşüncelerimi dile getirmek ve herkesin okumasını istedim. Atatürkçü, espirili, bazen asabi, ekonomi ve siyasete ilgisi olan, ruh hali dalgalı, dünyayı ve yaşamı çözemeyen ve hiç çözemeyecek olan, spor yapmayı, fotoğraf çekmeyi seven, bisiklet binmeyi, kitap okumayı seven, film izlemeyi, yeni yerler görmeyi seven, garip ama gerçek İstanbul’u çok seven birisiyim. Soru, şikâyet ya da önerileriniz için aşağıdaki formdan ya da keyfiyazilarim@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 📸 Instagram : looktravelpics 📺 YouTube : Sütlü Çay 🏡 about me : keyfiyazilarim

Yorum bırakın