Yurtdışında İngilizce Öğrenmek

İngiltere’de ingilizce öğrenmek bulunmaz fırsattır. Hele ki bir de üstüne Cambridge gibi bir şehirde eğitimin, bilimin, teknolojinin tavan yapmış ve bu şehirde dünya sıralamasında son verilere göre 4. olan Cambridge Üniversitesini olduğunu düşünürsek eğer, bulunmaz bir nimet olur sanırım. Ben buraya geldiğim ilk yıllar Select English dil okuluna 3 ay süreyle gitmiştim. Açıkcası çok da memnun kalmadım. Hem hocalardan hem de çok fazla turistik ve salaş bir yerdi. Çünkü öyle bir şey var ki bu şehirde dünyanın her yerinden birçok öğrenci buraya dil eğitimi almaya geliyor ve genelde gruplar halinde geliyor, dil öğrenmenin yanı sıra gezmek de istiyorlar bunun yüzünden hep kendi arkadaş çevresi ve dillerini konuşuyorlar. Çok garip değil mi 🙂 Yapacakları en büyük hatayı yapıyorlar 🙂 Dil eğitimi için başka ülkeye gidip aynı arkadaşlıkları sürdürmek, kendi ülkesinden arkadaşlar edinmek 🙂 Bu kurstan memnun kalmayınca Regional College  adında dil okuluna gittim. Ama burası normal dil okulu gibi değil, bizde ki meslek yüksek okulu gibi birşey. Ayrıca içinde resim, fotoğrafçılık, yemek, muhasebe gibi gibi birçok kursları da barındırıyor. Buradan baya memnun kaldım.  Hem hocalar hem verdikleri eğitim gayet iyiydi. Hocalar ve yönetim biraz sert ve garip ama genel olarak çok iyidi. Size ders kitabını veriyorlar, 20 pound karşılığında ve üstünü çizip karalamamanızı istiyorlar, kurs bitiminde geri alıyorlar. Parasını geri almazsanız sizde kalabilir. Ders saatleri: Sabah 9:30- Öğlen 13:00’e kadardı. 3 aylık kurs ücreti: 800 pound gibi bir rakamdı. Buraya gelen öğrencilerin bazıları danışmanlık firmalarıyla bazıları da kendileri dil okuluyla ayarlayıp geliyor. Kalıcağı ev ayarlamasını ya ayarladığı kurs ya da ya da danışmanlık firması buluyor. Kalıcağınız yeri iyi araştırın. Çünkü aile yanlarına veriyorlar ve arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla bunların hepsi İngiliz aile olmuyor. Bazıları Çinli, Hintli gibi aileler olabiliyor, sonuçta tanımadığınız insanlar. Birçok arkadaşımda, ev sahipleriyle ilgili huysuz oldukları, sert kuralları oldukları ya da suratsız oldukları gibi duyumlar alıyordum. O yüzden bu kısım çok önemli ve iyi araştırın. İsteklerinizi önceden konuşun. İngiltere’ye gitmeden önce eğer 6 aydan fazla kalıcaksanız, sağlık sigortası yaptırmak zorundasınız. (Tier 4 İngiltere öğrenci vizesi) Bir de kapıdan İngiltere pasaport kontrölünde memurun What’s your purpose of visit? sorusuna hazırlıklı olun 🙂 Şimdi yurtdışında daha etkili nasıl İngilizce öğrenilir?bildiklerime ve tecrübelerime dayanarak anlatmaya çalışıyım;

Okul Seçimi Çok Önemli

İngiltere’de iki tane farklı dil okuluna gitmiş biri olarak, gitmeden önce eğitim alacağınız şehri iyi araştırın, orada ki dil okullarını iyi araştırıp önceden bilgi sahibi olun. Okul seçimi çok önemli. Çok fazla turistik tarzı kurslar olduğu için bunları çok tercih etmemeye çalışın. Eğitime daha ağırlık veren yerleri tercih edin. Tabi ki gezmek görmek de önemli ama bazı kurslar gezilere, turistik tarzı şeylere daha ağırlık veriyor. Eğitimi okulda alıp siz zaten kendiniz de arkadaş çevrenizle gezebilirsiniz. İlk zamanlar seviyenize göre ağır gelebilir. Bu yüzden yılmayın hemen. Bunlar çok normal. İngilizlerin şiveleri çok çok farklı. Kulağınıza Çince gelebilir 🙂 Bildiğimiz kelimeleri çok farklı söyleyebiliyorlar. Bir kere ”R” harfini kesinlikle yutuyorlar 🙂 Ağızlarını yayarak konuşuyorlar😊

Okulun Etkinliklerinde Olun

Okulda aktif olun. Geziler falan düzenleniyor, bunlara katılmaya çalışın. Ya da yemek günleri gibi, ülkeni tanıt gibi, parti düzenleme gibi etkinliklere katılmaya çalışın.

Arkadaş Seçimi

Ülkemizde okullarda, kurslarda gördüğümüz ingilizce hiç birşeymiş diceksiniz. Ya tabi ki Türklerle takılmayın demek çok klişe ama gerçekten en azından çok fazla takılmayın diyim. Türk arkadaşlarınız ne kadar varsa en azından o kadar da yabancı arkadaşlarınız olsun.

İngilizce Düşün

İngilizce düşünmeye çalışın. Zor olur biliyorum ama kendinizi buna zorlayın. Regional College’de ki hoca bana Türkçe düşünüyorsun demişti 😀 Buna çok içerlemiştim 😀

İngilizce Alt Yazılı Dizi, Tv ve Radyo

Listening yeteneğinizin gelişmesini en fazla sağlayacak yöntemlerden biridir. İlk önce altyazılı daha sonra altyazısız izleyin. Arada kelimelere bakın ama sürekli bunu yapmayın sıkıcı hale gelebilir. Bunu zevkli bir hale getirin. İngiliz tv kanalları BBC gibi, ingiliz tv programlarını ve radyo dinleyin.

Kitap ve Gazete Okuyun

İlk önce seviyenize göre kitaplar seçin. En önemlisi neye ilginiz varsa en çok onu seçin. Mesala; polisiye, bilim, aşk romanı, gibi gibi hangisiyse sizde çok merak uyandıracak şeyler gibi. Elinize ne geçerse göz gezdirin gazete, dergi gibi.

Konuşmaktan Çekinmeyin

Tabi ki olur olmaz herşeye atlamayın ama çekimser ve soğuk durmayın. En önemlisi yanlış olacaksa da konuşun. Yanlışlar olacak tabi ki bu çok normal. Utanmayın bundan ve ilk zamanlar doğru, yanlış konuşun. Karşınızda ki muhakkak anlıcaktır sizi ve ayıplamıcaktır. İşte ”ya ayıp olur”, ”aman rezil oldum” gibi şeyleri bırakın. O kadar emek verip hem maddi hem manevi yurtdışında dil öğrenmeye gidiyorsunuz yazık yani rahat olun, kendinize güvenin. Yurtdışında yaşayan biri olarak söylüyorum; kimse kimseyle dalga geçmiyor ”haaahhaaa yanlış konuştu, bilmiyor salak diye”

Elinizde İyi Bir Grammar Kitabı Olsun

Bu konuda en iyi iki kitap Oxford Practice English ve Cambridge Yayınları’nın English Grammer in Use. Seviyenize göre olanı seçin ve günde bir kaç konu bitirmeye çalışın.

Derslere Düzenli Katılın

Bazen bir süre sonra, okula gitmek sıkıcı gelebilir. Bu sizi sıkmasın. Hani birkaç kere gitmezseniz daha sonra da bunu tekrarlayabilirsiniz ve bu da sizi derslerden soğutur. Böyle olduğunuz da; okul işlemleri için nasıl uğraştığınızı, ödediğiniz paraları, bunun gibi maddi manevi emeklerinizi gözünüzün önüne getirin.

Günde 1 saat Çalışma

Günde 1 saat de neyin nesi diyebilirsiniz. Bazen hatta günlerce hiç bakmak istemeyebiliyor insan. O yüzden en azından o gün derste gördüklerinizi tekrar, ödev varsa onları yapmak ve alıştırma çözerek dilbilgisi gibi şeyler çalışılmalı.

Cafelerde Oturun

Boş vakitlerinizde alın bilgisayarınızı ve cafede oturun. Ama kulaklarınız açık olsun ve etrafı dinleyin ki kulak dolgunluğunuz olsun. Kulağınız alışsın. Çok farklı aksan ve İngilizlerin şivesi garip olduğundan bu size kulak aşinalığı kazandıracaktır.

Youtube Videoları İzleyin

Youtube videoları izleyin. Şimdi Youtuber lar o kadar çok çoğaldı ki. Seç seç beğen 🙂 Neye ilginiz varsa; makyaj, araba, teknoloji gibi gibi bu kişilere abone olun, takibe alın.

Daha önce de bahsettiğim gibi özet geçicek olursak;

Okulunuzu iyi araştırın, derslere katılmaya çalışın, yabancı arkadaş edinmeye çalışın, ingilizce altyazılı dizi&film izleyin, aktif olun, konuşmaktan çekinmeyin ve biraz Türkçe’den olabildiğince uzaklaşmaya çalışın. Yurtdışında bile Türkçey’le içli dışlı olucaksak, yurtdışına gitmenizin ne anlamı var değil mi?

Ne kadar süre yeterli?

Bence en az 6 ay olmalı. İmkanlarınız el verdiği kadar hatta daha da uzun olup, öğrendiğinize inandığınız zaman bitmeli.

Türk Liranızı mutlaka gitmeden önce Pound a çevirin. Bu arada yeme-içme olaylarına ön bilgi sahibi olmanız da fayda var. Zaten İngiltere’nin belli başlı yemekleri olmadığından ve domuz etini çok fazla kullandıklarından, buna hazırlıklı olun. Yurtdışında yaşayan ve 2 farklı dil okuluna giden biri olarak, bunlar benim tecrübelerim, düşüncelerim, tavsiye ve görüşlerim ne kadarına katılır doğrularsınız bilmiyorum 🙂

Son olarak özellikle Oxford Street’ten alışveriş yapmadan dönmeyin tabi 🙂