Norveç Oslo Vigeland Heykel Parkı

Bir önceki Norveç yazım da biliyorum baya laf ettim buraya ama mecburiyetten, eşimin konferansı için tekrar gelmek zorunda kaldım 🙂 4 gün olan software konferansı 2 gün sonra sona eriyor ve bu cumartesi günü dönüyoruz. Konferanstan arta kalan zamanları değerlendiriyoruz. Bu yüzden de geçen sefer bu parka gidememiştik ve dün gittik. Çok garip bir park ama çok da muhteşem bir yer. Heykellere gelmeden bir kere çok güzel bir parkın içinden geçerek gidiyosunuz ve çok hoş huzurlu, yemyeşil kocaman bir parkın tepesinde. Biraz bu park hakkında ve heykeller hakkında bilgi vermek istiyorum çünkü çok değişik heykeller biraz garipseyebilirsiniz 🙂

IMG_1408

IMG_1406

IMG_1410

Oslo’nun en büyük parkı olan Frogner Parkı’nın içinde Norveçli ünlü heykeltıraş Gustav  Vigaland’ın heykellerinin sergilendiği parktır. Burası Oslo’nun en çok ziyaret edilen yeri, parkın da en popüler bölümüdür. Frogner Parkı bu yüzden turistler tarafından resmi adıyla değil, Vigaland Parkı olarak bilinir. Ama burayı haritada bulmak isterseniz g Frogner olarak bakmalısınız. Parkın önündeki tramvay durağının adı da Frogner Parkı’dır. Aslında burası bir heykel müzesidir ama 24 saat açıktır ve ücretsiz olarak girilir. Kendinizi bir açık hava müzesinde hissedersiniz ama müzedeki gibi sessiz ve dikkatli olmanız gerekmez. Fotoğraf çekebilir, şarkı söyleyebilir hatta heykellerin üzerine çıkabilirsiniz. Parktaki heykeller sanat eseri olarak değil, parkın mobilyası olarak ordadır. Parkın ana giriş ve çıkışında gene Vigeland tarafından yapılan büyük dökme demir kapılar vardır, ama parkın etrafında sınır duvarı ya da çit yoktur.

Frogner Gustav Vigeland Sculpture Park In Norway, Oslo (1)

Monolith adıyla anılan 17 metre boyundaki bu yekpare granit sütun birbiri üzerine yığılmış 121 insan bedenini resmeder. 180 tonluk bu sütun blok Vigeland tarafından bulunup buraya getirilmiş ve şu an bulunduğu yerde işlenerek bugünkü halini almıştır. Hayatın çeşitli evrelerindeki kadın erkek ilişkisini anlatan 36 heykel grubundan oluşur. İşlenmesi 14 yıl süren eser Vigaland ölmeden kısa bir süre önce tamamlanmıştır. Her ne kadar yaşam savaşını sembolize ettiği yazılsa da, görünüş itibariyle verdiği intiba bu eserin erkek cinsel organını sembolize ettiği yönündedir.

IMG_1416

IMG_1420

IMG_1421

IMG_1423

IMG_1424

Frogner Parkı’nda piknik yapabilir, ördeklere yem verebilir, yürüyüş yapar, paten kayabilir, köpeğinizi gezdirebilir hatta güneşlenebilirsiniz. Belediye burayı önce mezarlık olarak kullanmayı düşünmüş, fakat toprağın yapısı buna uygun bulunmadığından tüm halkın faydalanabileceği ve profesyonel spor müsabakalarının yapılacağı bir park yapılmasına karar vermiş. 1904’te halka açılan Frogner Parkı’nda daha o yıllarda Dünya paten şampiyonası, ulusal atletizm yarışmaları ve futbol kupası düzenlenmiş. Dünyanın en büyük açık hava heykel müzesi olan Frogner Parkı Vigeland Sergisi aynı zamanda tüm heykellerin aynı kişi tarafından yapıldığı tek sergi olmasıyla da ilk ve tek. Serginin asıl önemli özelliği ise bir kaç istisna haricinde tüm çalışmaların insan figürü olması ve bu insan figürlerinin hiç bir kıyafet ya da aksesuar taşımamaları; yani tamamen çıplak olmaları.

IMG_1428

IMG_1429

IMG_1433

IMG_1434

Peki Bu Heykeller Neden Böyle Ve Neden Çıplak?

Sergideki heykeller doğum, ilk gençlik, yetişkinlik, yaşlılık gibi yaşam evreleri ve neşe, hüzün, özlem, kızgınlık, kıskançlık gibi duyguları anlatır. Kimisinde ise öfkeyle havaya kalkan bir el, kimisinde hayatın ağırlığını omuzlarında taşıyan insanoğlunu, torunuyla konuşan dedeyi ya da annesinin sırtına binmiş saç örgüsünü eğer yapmış oynayan çocukları görürüz. Serginin mimarisini ve peyzajını da hazırlayan Gustav Vigaland kendisinden sonra sergiye hiçbir ekleme ya da değiştirme yapılmamasını vasiyet etmiş. Vigeland ne yazık ki parkın son halini göremeden yaşama veda etmiştir ama vasiyetine hala sadık kalınıyor.

IMG_1456

IMG_1458

IMG_1460

IMG_1462

IMG_1463

IMG_1467Frogner Parkı’nın girişinde bulunan 100 metrelik “Köprü” Vigeland Sergisi’nin de başlangıcı. Sağlı sollu 58 parçadan oluşan gerçek boyutlarında tek ya da ikili insan heykellerinin sıralandığı ve parkın halka açılan bu ilk bölümü Vigeland’ın 1926-1933 yılları arası tamamladığı eserleridir. Diğer bölümlerde daha dramatik figürler bulunurken, Köprü’de daha ziyade tasasız, neşeli yetişkinler veya oyun oynayan çocuk figürleri bulunur.

DSC09962Köprünün girişinde bazılarımızın “Aaaa, bunların hepsi çıplak!” şeklinde bir tepki vermemiz olağandır ama köprünün çıkışında gördüklerimize alışmış ve çıplaklığı kanıksamış olarak serginin kalanının daha büyük bir merakla gezmeye devam ederiz.

Angry_boy
Kızgın Çocuk

Parkın en ilgi çeken parçası, köprünün sol çıkışında bizi karşılayan, İsveçce’deki anlamı “Sinnataggen” olarak bilinen “Kızgın Çocuk” heykelidir. Bu heykel parkın maskotu ve en tanınan parçasıdır. Muhtemelen bu yüzden de parkı hedef alan politik protestoların da adresi olmuştur. Kızgın Çocuk birkaç kez boya dökülerek kırmızı ve mora bulanmış, bir kez sol eli altın rengine boyanmış, bir kere de poposuna siyah bant yapıştırılmıştı. Başına gelen en dramatik olay ise 1992 yılında çalınıp iki hafta sonra bulunması olmuştur. Bu olaydan sonra 40 kiloluk bu heykel bulunduğu kaideye daha sağlam lehimlenmiştir.

IMG_1475

IMG_1477

IMG_1480

95383454

vigeland-sculpture-7[3]

Vigeland_Park_bridge_2

IMG_04353

art_norway_05_01Gustav Vigeland kimdir?

Norveçli marangoz bir babanın oğlu olan Gustav Vigeland (1869-1943) küçükken babasından ahşap oyma sanatını öğrenir, fakat babasının ölümü üzerine dedesinin yaşadığı Vigeland kentine taşınır ve sonradan uzun süre yaşadığı bu kentin adını kendine soyadı olarak alır.

Daha sonra Oslo’ya gelip heykeltıraşlık öğrenen Vigeland 20’li yaşlarında Avrupa’yı dolaşıp Paris’te Auguste Rodin’le çalışma, İtalya’da ise antik ve Rönesans dönemi yapıtlarını inceleme fırsatı bulur. 1888’de Oslo’ya döndüğünde heykeltıraşlığı meslek edinmeye karar verir ve ilk eseri Hagar ve İsmail’i tamamlar.

Henrik Ibsen, Arne Garborg, Knut Hamsun, Edvard Grieg, Aasta Hansteen, Fridtjof Nansen gibi zamanın önemli insanlarının büstlerini de yapan Gustav Vigeland 1901’de yapılan Nobel Barış Ödülü Madalyasının tasarlanması yarışmasını kazanmıştır. Hala kullanılan bu madalyanın üzerinde de üç adet çıplak erkek figürü vardır.

1924’de Oslo Belediyesi’yle yaptığı anlaşma uyarınca parkın içindeki evine taşınan Vigeland ölümüne kadar burada sakin bir hayat sürerek park için heykel yapmıştır. Şu anda Oslo Belediye Müzesi olarak kullanılan Vigeland’ın evinde 1600 heykel 420 ağaç oyması, 12 bin çizim ve binlerce mektup bulunmaktadır. 12 Mart 1943’de ölen Vigaland’ın külleri de bu müzenin kulesinde saklanmaktadır.

-Bu arada yine burda gece, gündüz olayları çok fena. Yazları gece 12-01 de hava kararıyor tabi buna kararma denirse 🙂 Daha çok loş bir hava oluyor ve sanırım 03-04 gibi hava aydınlanıyor 🙂 Her evlerde ve otellerde kapkalın koyu renkli perdeler. Kışları hiç düşünemiyorum 🙂

Hoşçakalın…

Bir sonraki yazıyla görüşmek üzere 🙂

Yazar: MaydanozBlogger

Keyfiyazılarım sitesi, birçok konuya değinen ama (bildiği konuları yazan ve bilmediği şeyler hakkında biliyomuş gibi davranmayan) İçeriğinde; Film-dizi, sosyal konular, gezi, sağlık, kullandığım ürünler, teknoloji, güzellik-makyaj, kadınca, yemek tarifleri gibi konuları barındıran site Ekim 2014 ‘de kurulmuştur. Ve bu süreç gittiğimiz yerlerin resimlerini çekmekle başladı. Çok klasik oldu değil mi🙂 Zaten fotograf çekmeye de farklı yerler görüp gezip seyahat etmeye çok ilgim vardı. Ayrıca farklı konularda ki düşüncelerimi dile getirmek ve herkesin okumasını istedim. Atatürkçü, espirili, bazen asabi, ekonomi ve siyasete ilgisi olan, ruh hali dalgalı, dünyayı ve yaşamı çözemeyen ve hiç çözemeyecek olan, spor yapmayı, fotoğraf çekmeyi seven, bisiklet binmeyi, kitap okumayı seven, film izlemeyi, yeni yerler görmeyi seven, garip ama gerçek İstanbul’u çok seven birisiyim. Soru, şikâyet ya da önerileriniz için aşağıdaki formdan ya da keyfiyazilarim@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 📸 Instagram : looktravelpics 📺 YouTube : Sütlü Çay 🏡 about me : keyfiyazilarim

3 thoughts

  1. Gerçekten çok ilginç ve güzel bir yer, sizinle beraber bizde gezmiş olduk:)böyle güzel yerleri hem gezip hemde kendi cümlelerinizle anlatmanız sıradanlıktan ziyade daha dikkat çekici,sevgiler:)

    Liked by 1 kişi

  2. Teşekkürler 🙂 Sizler böyle okuyup dikkatinizi çekip, bilmediğiniz görmediğiniz şeyleri görüp, size ilginç geldikçe benim çok daha fazla hoşuma gidiyor. Önemli olan burada insanları bilgilendirmek, dünya da neler var bilinçlendirmek ki bu benim yazdıklarım belki de dünyanın çeyreğinin çeyreği değil daha hiçbirşey 🙂 Umarım daha çok gezerim çok daha fazla yazarım 🙂 Gezip gördükçe bilinçleniyor insan..

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın